Vücut Kompozisyonu

Vücut kompozisyonu, yağ ve yağsız kütlenin oranlarını ifade eder. Vücut ağırlığı yağ ve yağsız kütle olarak iki ana gruba ayrılır. Yağsız kütleyi protein, mineral ve su oluşturur. Vücut kompozisyonu ölçümleri temelde yağ oranını tespit edebilmek amacıyla yapılır. Fiziksel sağlığı değerlendirmek, kilo kontrolü programlarında gelişimi takip etmek ya da performansı etkileyebileceği için bazı spor branşlarında ölçülür.

Vücut Kompozisyonu Değerlendirme Yöntemleri

Direkt olarak vücut kompozisyonunu değerlendirmek sadece kadavra yöntemi ile mümkündür. Diğer yöntemlerin hepsi kadavra çalışmalarından yola çıkarak geliştirilmiştir. Kadavradan sonra doğruya en yakın sonucu veren indirekt yöntem su altı ölçümüdür. Bu yöntem, vücut kompozisyonu değerlendirmeleri için altın standart kabul edilir. Su içinde ağırlık kaybı prensibine dayanır. Kas ve kemik dokularının yoğunluğu sudan fazla olduğu için yağı fazla olan kişi su altında daha hafif ölçülür. Bu hacim ve ağırlık ölçümleri için kişinin nefesini tam vererek suyun altına tam girmesi gerekir. Yoğunluğu ölçülen vücut için formüllerle yağ oranı hesaplaması yapılır.

Diğer İndirekt Yöntemler

Vücut kompozisyonunu belirlemek için kullanılan birçok yöntem vardır: kimyasal maddeler, elektrik akımları, ses dalgaları, tomografi, MR gibi laboratuvar yöntemleri ve sahada kullanılan antropometrik ölçümler. Bunlardan bazıları daha güvenilir, bazıları daha kolay, bazıları da daha ucuzdur. Tüm bu yöntemler yağ oranını dolaylı olarak belirler. Kolay olduğu için fitness merkezlerinde ve diyetisyen ofislerinde sıklıkla BIA yöntemi kullanılır. Peki neden yağ oranını öğrenmek istiyoruz? Hayatımızdaki önemi nedir?

Fazla kilo sağlığı nasıl etkiler?

Fazla kilonun neredeyse tüm vücut fonksiyonlarına etkisi vardır. Yaşamı tehdit eden tip 2 diyabet, damar tıkanması, kalp krizi, inme ve kanser gibi ciddi hastalıklara neden olurken; nefessiz kalma, fazla terleme, horlama, yorgunluk, eklem ağrıları, hareket etmekte zorlanma gibi günlük yaşamı etkileyen sağlık sorunlarına da neden olur. Yağ dokusu normal seviyelerde olduğu sürece sağlıklı çalışan hormon sisteminin bir parçasıdır ve vücudumuz için gereklidir. Tehlikeli olan, kötü beslenme ve hareketsizlik nedeniyle karın bölgesinde biriken fazla yağ dokusudur.

Karında biriken yağ neden daha zararlıdır?

Karın bölgesindeki yağlar, ciddi sağlık sorunları için risk faktörüdür. Karın bölgesindeki fazla yağ, hücrelerin insüline olan duyarlılığını azaltır. Hücreler insüline cevap veremezse, ihtiyacı olan şekeri içeriye alamaz. Bu durumda daha fazla insülin salgılanmaya devam eder, böylece zamanla insülin direnci oluşur. İnsülin direnci olan kişilerde tip 2 diyabet gelişir. Bu süreçte kan dolaşımında fazlaca şeker ve insülin bulunur, bu da damarlara zarar verir. Sonunda damar tıkanıklığı, kalp krizi, inme ve kanserlere kadar giden yola girilmiş olur.

Zayıflamak için egzersiz mi yapmalı?

İnsanların fitness merkezlerine gitme, yürüyüşlere koşulara başlama amacı çoğunlukla zayıflamaktır. Ama egzersizin birincil amacı kilo kontrolü değil kalp gücü, kas gücü ve esneklik gibi diğer sağlığa ilişkin fitness bileşenlerini geliştirmektir. Zayıflamayı sağlayan, negatif kalori dengesidir. Egzersiz tabii ki enerji sarfiyatı sağladığı için zayıflamaya yardımcıdır ama mutfağınızla aranızda sağlıklı bir ilişki yoksa kilo kontrolünü sağlamak zordur.

Zayıf ≠ Fit

Fit olmak denildiğinde çoğu kişinin aklına zayıf olmak gelir. Ama aslında fiziksel uygunluğumuz için o kadar da önemli olmayan bir bileşendir. Biraz fazla yağı olan bir kişi çok güçlü bir kalbe ve kaslara sahip olabilir ki bu onu daha “fit” yapar. Aynı şekilde normal yağ oranına sahip bir kişinin güçsüz bacaklar, zayıf bir kalbi olabilir. Fitness seviyesini ve sağlığı en çok etkileyen kalp ve kaslardır. Bunların değerlendirilmesi de tartıyla ya da aynayla yapılamaz.